Biz kadınlar,
Dünya Kadınlar Günü’nde daha güçlü bir sesle, inançla ve istekle duygu ve düşüncelerimizi sizlere ulaştırmak istiyoruz.
Bir çocuk büyütmenin cesaretini gösteren bizler, çocuklarımızın lafta kalmayacak, umut denizinde yüzmeyecek barış dolu bir dünyada büyümesini arzuluyoruz.
Demokrasi kavramının yüceliğine ve gerekliliğine inanılmış yüzyılımızda, adı ETA, HAMAS, IRA, PKK, AUM SHRINKYOU, TAMİL GERİLLALARI ve adı ne olursa olsun, terör dalgasıyla tüm insanlığı tehdit eden katliamlara ve sonunun ne olduğunu bildiğimiz kandırmac
alara dur demeliyiz.Bugün kurduğumuz yarınlardan hepimiz sorumluyuz. Halepçe katliamında öldürülen bebeğin donuk bakışlarından, Cezayir’de yaşanan acılardan, Oklahoma City’de patlayan bombanın bir annenin sesinde bulduğu yankıdan, PKK’nın katlettiği yüzlerce çocuk ve kadının yok olan umutlarından, Tel Aviv’de bir bombanın yok ettiği yaşamlardan hepimiz sorumluyuz.
Öyleyse, uluslararası bir nitelik kazanmış terörle mücadele yine uluslararası dayanışma ve işbirliği ile etkisiz hale getirilebilecektir.
Demokrasi ve insan hakları kavramlarının yüceliğine inanmayan terör gruplarının, bu kavramları kullanarak dünyamızı cehenneme çevirmelerine izin vermeyelim.
Biz kadınlar,
Terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin zorunluluk olarak karşımıza çıktığı günümüzde, tüm dünyanın bu zorunluluğun bilinci içinde “BARIŞ”a sahip çıkmasını bir kez daha haykırıyoruz.
Mutlaka bazı acılar yaşanacak,
Ve gözyaşları bir yol olacak,
O yolun sonunda bir yerde
Kadınların acıları,
Umuda, mutluluğa barışa dönecek.
Bir tomurcuktur güle ulaşan,
Bir damladır gülü solduran,
Hep arzulanan değil midir?
Barış dolu bir dünya.
Öyleyse, bir çocuğu dünyaya getirmenin
cesaretiyle, saflığıyla,
Umut dolu yarınlar,
Bizlerin çabalarında, sizlerin desteğinde,
El ele, el ele.