Ne Zaman Gitti Tren, Kursat Basar Koca göbegiyle dans ederken gülünç olacagini düsünen biri, ‘dans etmenin saçmaliktan baska bir sey olmadigi’ni savunabilir. Baskalarinin gözünde küçük düsmektense kimi zaman en çok istedigimiz, hayatimizi degistirebilecek söylere girismekten uzak durmaz miyiz? Pek çogumuz hayatimizi bu ‘uzak durma’lara göre yönlendirmiyor muyuz? Gitgide uzaklasan, gitgide yakalanmasi güçlesen bir seye ulasmak için delice çaba göstermektense onun yakalanmaya deger bir söy olmadigini savunmak daha kolaydir. Bizden ileri oldugunu sanan Bati aslinda ‘tek disi kalmis bir canavar’ degil mi? Su bize insan haklari dersi vermeye kalkanlara da bakin, daha 50 yil önce kitleler halinde insanlari öldürmüyorlar miydi? Benim disinda basariya ulasan herkes bir sahtekârligin ortagi degil mi? Yoksa siz de bunsa yildir oldugumuz yerde kalabilmek için gösterdigimiz inanilmaz çabayi fark etmiyor musunuz? Birbirine, bombos bir istasyonda ‘Ne zaman gitti tren?’ diye soran kaçinci kusak olacagimizi anlamiyor musunuz? Yeni yüzyil, basarilarin, akillilarin, çaliskanlarin, birikimini degerlendirebilenlerin, güzel ve çekici olanlarin yüzyili. Bütün bunlari kabullenmek istemeyenler dünyanin her yerinde isyan ediyor. kendisine benzemeyen bu yeni yüzyili ve onun içerigini reddediyor. Kenarda kalanlar gerici söylemlerin koruyucu görünen zirhina bürünüp baskalarina saldiriyor. Bu söylemin bir içerigi yok, yalnizca karalamayi, yok etmeyi, yikmayi amaçliyor. Çok eski, geçersiz kaliplari yineleyip duruyor. Hazir kaliplar, yasami kolaylastirir gibi görünüyor. Oysa yasama hiç uymuyor. Yasam, kaliplarla düsünülebilecegin çok ötesinde anlamlar içeriyor çünkü. Yeni yüzyil, seks yasamindan devlet felsefesine, aile iliskilerinden politikaya hiçbir konuda kesin ilkeler olmadigini gösteriyor bize. Bu yeni ve daginik, belirsiz ve güç hayata hazir olmamizi söylüyor. "Mutlak" arayisindaki bütün söylemler geçerliligini yitiriyor. Yeni Yüzyıl Gazetesi, "Igreti Yaşamlar" |