Official Web Presentation of
Oktay Ahmed

SAMPLE WORKS

CV
Bibliography
Sample works
Pics
Links

Go to initial page

E-mail

 

"TAZDIKLAMAK" ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

21. yüzyıla daha üç buçuk yıl kaldı. Çağın teknoloji imkânlarını kullanan Makedonya Türkleri, anaülkede olup bitenleri anında öğrenme fırsatını yakalamış bulunuyor. Bu iletişim ilkönce Türkiye’den kitap, sözlük ve dergi getirmekle sağlanıyordu. Sonraları radyo, teyp, plâk, 80’lerden itibaren video kasetler, 90’larda uydu aracılığıyla çanak antenlerden Türkiye evimize geldi. Ve nihayet, bu yüzyılın belki en önemli iletişim araçlarından biri olan bilgisayar ağlarıyla, bu yıldan (1996) başlayarak, yerel bilgisayar ağlarını global bir ağla bağlayan İnternet aracılığıyla, Türkiye’deki en yeni eğitim, kültür, siyasi ve her tür gelişmeyi çok kısa bir zamanda odalarımıza taşıyabiliyoruz artık. Tüm bu imkânlar, Makedonya Türklerinin gözünü açmış ve yerel bilinçten kurtararak, dünya düzeyinde bir şuura sahip kılmıştır.

Bilimsel açıdan yerli Türk ağızları incelendiğinde, zengin geçmişin izlerini görmek hâlâ mümkündür. Başlangıçta video, bugün ise uydudan izlenen TV ve radyo programları yardımıyla, ağızlarımızda bir Anadolu Türkçeleşmesi olayı gözleniyor. Belki çok yakın bir gelecekte, "Rumeli Ağızları" dediğimiz hadisenin büyük bir bölümü ortadan kalkacak, ağız farklılıkları yok olmaya başlayacaktır.

Makedonya Türkleri, iletişimde Anadolu (yani Türkiye) Türkçesini esas olarak almıştır. Rumeli Türkleri, her ne kadar Anadolu Türkçesini doğru dürüst kullanmaya çalıştıysalar da, devletin hâkim dili olan Makedonca’nın etkisiyle meydana gelen sentaktik sistemden kurtulamamışlardır.

Burada bazı çok önemli hususları belirtmek istiyoruz. Rumeli’ye mahsus bazı deyimlerin yazıda kullanılması, Türkçenin zenginliğini ortaya koyduğu kadar, yerel tarihçesi olmayan kelimelerin yanlış kullanılması ise, Türkçe’nin söz yapısını bozabiliyor. Yıllarca kullanıldığı ve ellerimizde bir sürü sözlüğün bulunmasına rağmen, bir türlü doğru dürüst yazılması öğrenilemeyen sözcüklerden biri de "tazdıklamak" kelimesidir. Bazılarımızın akademik onaylı olmadan da dil uzmanı kesildikleri bir ortamda, nasıl oluyor da bunca yıl sözcüklere bakılmadan bu yanlış yapılıyor? Bir dil gözlemcisi ancak yorumsuz kalabiliyor.

Herhangi bir Türkçe sözlüğüne veya Osmanlıca lûgatine bakarsanız, bizde (Makedonya’da) bol bol kullanılan "tazdıklamak" diye bir sözcüğün bulunmadığını hemen görürsünüz. Bizde "tazdıklamak" olarak kullanılan sözcüğün aslı "tasdîk"ten geliyor, "tazdık"tan değil. Arap kökenli "tasdîk" sözcüğü, Türkçede isim köklerine getirilerek fiil yapan -la- ekiyle (baş-la-, göz-le-, taş-la- gibi) kullanılmamıştır. Diğer sözlerle, büyük ünlü uyumuna uyarak "tasdîklemek" diye bir kelime yoktur Türkçede. Arzetmek, farketmek, zikretmek gibi bir çok Arap kökenli kelimenin Türkçede fiil olarak kullanılmasında olduğu gibi, "tasdîk" kelimesi de yardımcı "etmek" fiiliyle eylemleşmiştir.

Konuyu açıklamak için, Arap gramerine başvurmak gerekir. "Tasdîk" kelimesinin kökü "sıdk"tır ve anlamlarından biri de "doğruluk, gerçeklik"tir. "Sıdk" kelimesi "sat", "dal" ve "kaf" olmak üzere, üç harften ibarettir. Görüldüğü gibi, "tazdıklamak"tan çıkabilecek olan "tazdık" ve onun kökü "zıdk" diye bir kelime yok, ne Arapçada, ne de Türkçede.

"Sıdk" kelimesi ism-i fâil (sıfat-fiil, durum ulacı, partisip; Fr. nom d’agent, participe présent; İng. agent noun, present participle; Alm. Nomen agentis) vezninde "sâdık" (doğru, gerçek, hakîkatli, sadâkatli, dürüst) olur. Yine bu "sıdk" kökünü, mezîdünfih (kıyasî) mastarların "tef’îl" bâbında kullanırsak, "tasdîk" diye bir kelime karşımıza çıkar. Tef’îl bâbı zaten genellikle faktitif yapar. Bunun anlamı "doğrulama, gerçeklendirme, gerçek olduğunu söyleme, onay, onaylama"dır.

Demek ki, Türkçede "tasdîk" kelimesi kendi başına isim olarak kullanılıyor, ancak fiilleştirme (faktitif) için, Türkçe bir yardımcı fiil olan "etmek" eylemiyle beraber kullanılır. Kısacası, Türkçede "tazdıklamak" diye bir söz hiçbir zaman kullanılmamıştır. Bunun yerine "tasdîk etmek" kullanılıyor.

Son zamanlarda bazı yazılarda, "tazdıklamak" kelimesinin yanlış olduğu farkedilmiş, ancak yine yanlış kullanışa yer verilmiştir. Örneğin: tasdiklemek, tasdıklamak gibi. Hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu ayırdedemeyenlere bir tavsiyemiz olacak. En iyisi Türkçe karşılığını, "onay"ı, "onaylamak"ı kullanın. Zengin ifade peşinde koşarken, büyük dil hataları yapmak çok kötüdür. Kötü diyorum, çünkü bu kelimeleri yeni kuşak yazar ve gazeteciler de benimsemiştir. Bilinen bir gerçektir ki, insan kendi alışkanlıklarını çok zor değiştirir. Bu zaten insanın doğasında vardır. Dolayısıyla, yanlış kullanışları baştan kesmek gerekir.


Kaynakça:

1. Türkçe Sözlük - Türk Dil Kurumu Yayınları: 549, Türk Tarih Kurumu Basım Evi, Ankara, 1988, 2. cilt.
2. Devellioğlu, Ferit: Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat - Aydın Kitabevi, Yenişehir-Ankara, 1988.
3. Yeğin, Abdullah: Osmanlıca-Türkçe İslâmi-İlmî-Edebî-Felsefî Yeni Lûgat - Hizmet Vakfı Yayınları, İstanbul, 1991.
4. Timurtaş, Prof. Dr. Faruk K.: Osmanlı Türkçesine Giriş, Eski Yazı-Gramer-Aruz-Metinler - Tarihî Türkiye Türkçesi Araştırmaları 1, İstanbul, 1987.
5. Hatiboğlu, Prof. Dr. Vecihe: Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları No: 276, Ankara.
6. Ana Yazım Kılavuzu - Adam Yayınları, İstanbul, 1993.

visitors since April 05, 2001.
All materials presented here are copyrighted.
© Oktay Ahmed, 1997-2001. <www.OktayAhmed.com.mk> <Oktay@OktayAhmed.com.mk>

1