Official Web Presentation of
Oktay Ahmed

SAMPLE WORKS

CV
Bibliography
Sample works
Pics
Links

Go to initial page

E-mail

 

BU ÜLKEDE BİN YÜZLÜ OLMAK
ÇOK KOLAY

Yerel seçimler yaklaşıyor. Listelere alınan adaylardan neler istendiğine bakıldığında, bir Avrupa ülkesinde değil, sanki başka bir gezegende yaşıyormuşuz izlenimi bırakılıyor.

Devlet sanki ciddi bir örgütlenme şekli değil, özel şirketler birliğine benziyor. Hiçbir devlet kuruluşu diğer bir devlet kuruluşunun verdiği belgeye inanmıyor. Bir belgenin geçerliliğini ispatlamak için başka organlardan daha bir sürü diğer belge gerekiyor.

Bırakın başka kurumların belge, imza ve damgasına, kendi organlarının verdiği belgelerin geçerliliğine de inanılmıyor. Bu ciddi bir devlet midir, yoksa şakacıktan devletçilik mi kimse oynuyor?

Yerel seçim listelerine alınan adaylar da bu uygulamaya tâbi tutulmazsa, olmaz kardeşim. Komikliğin sonu yok.

Resmî bir kurumdan (yani, İç İşleri Bakanlığı organlarından) verilen bir kimlik belgesi nedir? Bir kişinin kimliğini belirtir, çünkü üzerinde fotoğraf, kayıt numarası, sicil numarası, adres vardır, bu bilgiler yetkili kişilerin imza ve kurumun damgasıyla onaylanmıştır.

E, tabiî, biz Avrupa ülkesi değiliz ki bizde kimlik kartı kimliğimizi göstersin. 1993'ten bu yana olmayan kimlik kartları sizin siz olduğunuzu ispatlayamaz. Kim bilir, belki o zaman başka bir şahıstınız, başka ad başka soyadınız, başka adresiniz, cinsiyetiniz vardı, belki başka ana-babadandınız!?

Yeni kimlik kartınızın olması da sizin siz olduğunuzu ispatlamaz, çünkü kimlik kartlarını bir Afrika ülkesi vermiş, bizde de buna destek olarak uyrukluk belgesi istenir. Aptal uygulama kimlik kartını da uyrukluk belgesini veren aynı organ olduğunu düşünmez tabiî.

Geçerlik süresi dolmuş bir kimliğinizi yazdığınız bir çekle satıcılara sunarsanız, ödemeyi yapamazsınız, çünkü geçerliliği dolmuş bir belge sizin siz olduğunu ispatlayamaz. Ardından geçerli pasaportunuzu verdiğiniz hâlde, siz siz oluyorsunuz. Oysa satıcı sadece kimlik kartımızla bizim kimliğimizi tespit etmesi gerekir, yazılan çekin bize ait olup olmadığını denetlemesi gerekir.

Aynı kurum kendi içinde kimlik kartınızda verilen bilgileri denetleyemezmiş, onun için dışarıdan getireceğiniz uyrukluk belgesiyle onların evraklarına geçerlilik kazandırırsınız ancak.

Bunun dışında, doğum kâğıdına gelince, işler daha da komik. Her yerde "altı aydan eski olmayan doğum kâğıdı" isteniyor. Yahu biz çok yüzsüzmüşüz! Her altı ayda kimliğimiz değişiyor, başka anadan başka babadan oluyormuşuz, doğum tarihimiz, doğum saatimiz bile değişiyormuş. Doğru, adamlar haklı, onun için yeni yeni belge gerekiyor! Devlet hiç yanlış olabilir mi? Asıl bizim bin yüzümüz varmış da, devlet bizden şüphe ediyor. Saçmalığın son perdesi!

Bu da yetmezmiş gibi, bazen bütün bu evrakları sunduğunuzda, bir de bunların fotokopileri istenir. E, orada biri bilgisayar başına geçip bu bilgileri denetleyecek değil ya. Fotokopi işlerini kolaylaştırıyor, üstelik başlarından hem büyük bir işi çekiyor, hem de sorumluluk size kalıyor, çünkü o kurum sizin "verdiği" fotokopiye inanıyor.

O kadar çok belge en Tarzanca, en güvensiz, en gelişmemiş ülkelerde dahi istenmez, çünkü devlet kendi verdiği belgeye, attığı imzaya, vurguğu damdaya sahip çıkar, bunlara inanır, devlet olduğunu gösterir. Unutmayalım, eski dilimizde "devlet"in anlamı "saadet", "mutluluk", "kutlukuk"tur.

Bir sürü, üstelik taze taze, sıcak sıcak belgenin istanmesine rağmen, gişeler önünde ana baba günü! Çok karmaşık işlemlere maruz kalıyorsunuz, saatlerce beklersiniz.

Avrupa'da kimlik kartıyla bütün kıt'ayı dolaşırsınız, ne pasaport istenir sizden, hatta ne ehliyet bile. Orası Avrupa Birliği demeyin. Biz olsak, pasaport istenmez istenmesine, ama en azından neden ehliyetin yok gibisinden terörümüze başlardık.

Gelişmiş ülkelerde hem o kadar az belgeye gerek var, hem de yeni bir belgeye sahip olmak için bir telefon kaldırmanız yeterdir. Bizde hem çok belge, hem de gişeler önünde gününüzü geçirirsiniz. Mantık bunun neresinde?

Devlet bunu suiistimalleri önlemek için yaptığını iddia edebilir, ancak dalavere için tüm milleti bu davranışlara tâbi tutmak çok saçma. O yüzde zaten tüm ülkelerde çok düşüktür.

Ya da devlet bunu başka amaçla mı yapıyor? Diğer kontrol mekanizmaları çok yetersiz olduğuna göre, belki böylece herkesi daha kolay takip edebiliyor, ne dersiniz? Ama yine de saçmalık yüzdesi hayli yüksek bir devlette yaşadığımıza göre, bunun görgüsüzlükten kaynaklandığını düşünüyorum.

(Vardar, 12.08.2000)

visitors since April 05, 2001.
All materials presented here are copyrighted.
© Oktay Ahmed, 1997-2001. <www.OktayAhmed.com.mk> <Oktay@OktayAhmed.com.mk>

1