1940 li yıllarda-
uçağın tasarım başlangıcı gibi tastamam- yamaçlardan koşarak havalanan
sonrasında süzülerek yere
inen bir aracın denemeleri yapılıyordu.
(Bu denemeler ne kadar sürdü, kaç can yakti, ne nasil oldu, kim kiminle dalga geçti bu konu
dışı tabi ki...)
Tasarımı yapılan bu araç-
sökülüp takılan çıtalarla desteklenen ve üzerinde
gerilmiş fazlaca sağlam bir kumaş bulunan bir delta kanattı.
(Tam da burada, delta kanat, yamaç parasütünün annesidir
diyebilir miyiz?? Tahmin ettigim kadariyla-
sol üstteki resim büyük büyük anneanne.)
Sonrasinda gelisen delta kanatlar kullanımı pratik ve en hafif hava aracı oldular-
ancak ve ancak pahada dolgun...
Bunlara ek olarak günümüz teknolojileri ile de
donatılması gereken delta kanat
ekibi içide:-
yedek paraşüt, hava akımlarına göre şekillendirilmiş bağlantı elemanları,
altimetre, variometre, pusula ve hız saati gibi bazı cihazlara ve telsiz falan filan gibi
eklentilerin de yapılması gerekti...
Tabi tam da burada- yamaç paraşütünü sırtlanıp da yamacı tırmanmak gibi
son derece telef edici bir durumla karşılaştığım için diyebilirim ki- delta
kanadın kurulumuna kadar geçen süre bir facia olmalı.
Sonrasında, hava geçirgenliği olmayan kumaşlardan, hafif ve geniş yüzeyli parasütler üretildi.
Kocaman yüzeyleri (ilk gordügümde beni şaşırtmıştı), uzun ve ince ipleri (yine
şaşırttı),
hücre girişleri (zaten bu başlıbaşına garip) ile bir paraşütten uzun ve ince bir kanada benzer oldular.
İste sonuç olarak- oldu size bir yamaç parasütü :=))