![]() |
![]() |
![]() |
Dost Net Banner Exchange Member |
![]() |
'Nukleere gectik masallah...'
CED KOSESI
OKTAY EKINCI
27.06.1999
Bu baslik bir kitap adi. Cumhuriyet' in Izmir Burosu'ndaki
''genc emektarlar'' kadrosundan Umit Otan, ulkemizin
Ayni sozun ''esin kaynagi'' ise 1986 yilindaki ''Cernobil
faciasi'' sirasinda TAEK' in (Turkiye Atom Enerjisi Kurumu)
Baskani olan Ahmet Yuksel Ozemre...
1994'un ekim ayinda Izmir'de yapilan 6. Enerji Kongresi
panelini yoneten Ozemre, toplantinin kapanis konusmasini
soyle tamamliyor: ''Gececegiz, nukleer enerjiye gececegiz
insallah...'' Bu yilin (1999) Ocak ayinda Istanbul - Ikitelli'deki
bir hurdaliga atilan ''Kobalt 60'' izotopundan yayilan
radyasyonun yarattigi faciayi kitabinin son yazisinda
**** Biliyorsunuz, Turkiye nukleer enerjinin radyasyon tehdidiyle ''kahramanlik gosterileri'' arasinda tanisti. 26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Cernobil patlamasinin ardindan ulkemizin gozu pek politikacilari ''radyasyonlu cay icerek'' bu millete bir sey olmayacagini kanitlamaya calistilar. Ayni gunlerde Ukrayna Parlamentosu Nukleer Guvenlik ve Enerji komisyonu Baskani Juri Stacherbak' in uzun sure gizledigi raporlarda ise su tanim yapiliyordu: ''Avrupa'nin ortasinda atom savasi olmus gibi...''
Nitekim, Ukrayna Basbakan Vekili Konstantin Masik de
Peki, bu ''uzun sure'' ne kadardir? O gunler gelip catiyor
mu?..
Bunu kestirebilmek elbette kolay olmasa gerek. Ancak son
yillarda acikca gozlenen bir ''durum'' var. Ozellikle Karadeniz
bolgemizde kanserden olumler sanki olagandisi bir ''artis''
gosteriyor. En azindan, bizim tanidigimiz hemen her aileden bir
kayip var. Ustelik, hani su ''kanserojen'' denilen maddeler ve
gidalarla da yasiyor degiller. Uzun ve saglikli omur rekorlarinin
kirildigi yaylalardan geliyor bu aci haberler...
Halk arasinda bu durumun Cernobil'le baglantisini kuran
yorumlar da yayginlasiyor ama boyle bir ''supheyi'' bilimsel
arastirma konusu yapacak duyarli bir kurum hala ortalarda
yok gibi... Daha once de bir yazimda dile getirdigimi
****
Eger Cernobil kazasi olmasaydi, Turkiye'de nukleer santral
girisimine karsi cikanlar baska ''guclu argumanlara'' sahip
olabilecekler miydi?..
Umit Otan'in kitabi, iste bu onemli soruya da ''Evet, hem de
daha guclu'' yanitinin verildigi bir ''kaynak kitap'' niteliginde.
Sayisiz bilimsel gerekce, sayisiz ekonomik neden, sayisiz
siyasal dayanak (tabii, eger amaciniz ulusal cikarlari, ulke
yararini, toplum sagligini ve cevre degerlerini korumak ve
gelecek kusaklarin da esenligini saglayacak yasinilir bir ulke
ve dunya hedefi icinde kalkinabilmek ise...) Umit'in kitabinda
size diyor ki; ''Nukleer santrallari savunmak, gelecegi ve tum
insani degerleri gozden cikarmak demektir...''
Buna karsin TAEK'den sorumlu Devlet Bakani Edip Safter
Gaydali da diyor ki: ''2020 yilina kadar 10 nukleer santral
kurmak zorundayiz'' . Ve ardindan ekliyor: ''Bana gosterilen
resimlerde, Bati ulkelerindeki nukleer santralin yanindaki
golde balik tutan insanlar gordum...'' (Cumhuriyet -
Bay Safter eger ''saf'' degilse, eline tutusturulan resimlere dalip
gitmesin, Umit Otan'in kitabini okusun. Kendisi icin degil,
''hepimiz'' icin okusun. Sonra da Akkuyu projesinin takipcisi
olan Enerji Bakani Cumhur Ersumer' e tavsiye etsin...
***********
|