Bu soruya kısaca evet diyebiliriz! Ayda keçi yetiştirilemesi için hiç bir engel yoktur. Uygun ay koşullarında keçilerin hızla gelişebilecekleri yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Hatta bazı araştırmacılar ayda zaten bir keçi nufusu olduğunu, ancak yetkililerin bunu bizden gizlediklerini öne sürmektedirler. Bu hemen aklımıza şu soruyu getirmektedir: Acaba ayın bu çorak ve verimsiz görünüşü bir keçi istilasına bağlanabilir mi? Bizce bu zayıf bir olasılıktır. Uygun ay koşullarının ne olduğunu ve ayda keçi yetiştirme yöntemlerini derinlemesine incelemeden önce ayda niçin keçi yetiştirilmesi gerektiğini kendimize sormamız gerekir. Örneğin ayda keçi yerine tavşan yetiştirmek daha akıllıca bir seçim olamazmıydı? Dikkatli okuyucular hemen zıplayan hayvanların namzet gösterildiğini farketmişlerdir. Evet düşük yerçekimi ayı zıplayan hayvanlar için mükemmel bir ortam yapmaktadır. Maalesef, yapılan araştırmalar kanguruların aya uyum sağlayamayacağını göstermiştir. Kültürleri nedeniyle bu hayvanlar aya gitmemek için büyük bir direnç göstermişlerdir. Hatta bu, kangurularda bir fobi halini almıştır. Dolunay zamanları kanguruların deve kuşları gibi başlarını kuma gömerek kıçlarını aya çevirdikleri gözlenmiş, ancak bu şaşırtıcı davranışa yakın zamana kadar bir anlam verilememiştir. Ancak uzmanların yoğun araştırmaları sonunda gerçeği ortaya çıkarmıştır: Boş inançlarıyla ün salan kangurular ayın karanlık yüzünde (Aslında sadece dünyadan gözükmeyen yüzü) bir karadelik olduğunu ve yolunu kaybeden kanguruları bir anda yutacağını sanmaktadırlar.

Ayda keçi yetiştirmek insan ırkının en büyük hedeflerinden biri olmuştur. Bu düşünceye ait ilk örnekler son buzul çağı dönemine rastlar. Orta avrupada bulunan mağralarda bu döneme ait duvar çizimlerinde proje yarışmaları yapıldığı ve 50 bin yllık bir süreç içeren bir planın uygulamaya konulduğu anlaşılmıştır. Ancak daha sonraki çizim arşivlerinden 30 bin yıl geçmesine rağmen somut bir ilerleme kaydedilemediği nedeniyle bu çalışmalardan vaz geçildiği anlaşılmaktadır. Buna rağmen bu proje uzay teknolojisine dönük bir çok buluşa neden olmuştur. Bunlara örnek olarak ateş yakma ve kullanma teknolojisi, soğuk gıda depolama, yüksek hızlı haberleşme ve tekerleğin icadını sayabiliriz. Ancak tekerlek o zaman uzay ulaşımı için tasarlandığından yatay olarak çevriliyordu. Daha sonra düşey olarak dönebildiği de anlaşılınca günlük hayattaki vazgeçilmez yerini almıştır.

Ayda keçi yetiştirme çalışmaları daha sonraları Eski Mısırlılarda karşımıza çıkıyor. Bunu hiyorogliflerden rahatlıkla anlıyoruz. Mısırlılar aya keçi göderebilmenin bir yolunu bulmuşlardı. Buna göre tasarlanan piramitlerin dört tarafında keçi sürüleri toplanıyor ve aynı anda dört sürü de piramitlerin tepesine doğru kovalanıyordu. Tepeye doğru koşan ve yoğunlaşan keçiler piramitin en üst noktasında birleşiyor ve gidecek başka bir yer kalmayınca birbirleri üzerinden havaya zıplıyorlar ve bu şekilde birbirlerine basa basa aya ulaşıyorlardı. Her iki yılda bir Mısırda aya keçi gönderme müsabakaları yapılırdı. Burada keçi çobanları bütün yeteneklerini ortaya koyarlardı. Burda başarılı olan çobanlar Firavunun keçilerine çobanlık yapmaya hak kazanırdı. Burada keçi çobanlığının Eski Mısırdaki en saygıdeğer meslek olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Bu arada ayda keçilerin ne yaptıklarından habersiz Mısırlılar bir süre daha aya keçi göndermeye devam ettiler. Daha sonra bu piramitler mezarlık olarak kullanıldı.

Çinliler ise ileri teknolojilerine rağmen aya keçi göndermeye muaffak olamayınca Mısırlıları sabote etmek için aya gizlice çok miktarda pire göndermişler ve aydaki Mısır keçilerinin yaşamlarını dayanılmaz hale getirmişlerdir. Buna ilişkin bulgular Apollo misyonlarında aya inen astronotlar tarafından elde edilmiştir. Ayda tarihi keçileri aramaya giden astronotlar yüzlerce aç pirenin hücumuna uğramış, neyse ki dayanıklı uzay giysilerı astronotların pireler tarafından ısırılmalarını engellemıştir. Yine de bu saldırı astronotlara korkulu anlar yaşatmıştır. Daha sonra uzay giysılerı pire ısırıklarına karşı daha da güçlendirilerek aya bu nedenle gitmek istemeyen astronotlar ikna edilmiş ve aydaki Amerikan bayrağı da pire tozu ile dezenfekte edilmiştir.

Aydaki pire durmunun anlaşıması üzerine Çinliler aya kendilerinin pire gönderdiklerini inkar etmişler ve suçu Mısırlılara atmışlardır. Bu tartışma halen devam etmektedir.

Bütün bu tarihsel çalışmaları göz ardı ederek ayda keçi yetiştirilmesine karşı çıkan bazı bilim adamları şu savları öne sürmektedirler:

- Ayda hayat yoktur dolayısıyla ayda keçi yetiştirilemez. Bu sav inandırıcılıktan çok uzaktır. Eğer öyle olsaydı aya ayak basan astronotun anında ölmesi gerekmiyormuydu ? Ayrıca ayda hayat olduğunun diğer bir kanıtı da aya ilk adımı atan astronotun ikinci adımında ciyak diye bir ses çıkmasıdır. Tabi, ayda atmosfer olmadığından bu ses kimse tarafından duyulmamıştır.

- Ayda keçilerin yiyebilecekleri hiç bir şey yoktur. Ben buna en içtenliğimle inanmıyorum. Buna ilişkin bir deney de tarafımızdan yapılmıştır. Gönüllü olarak labratuarımıza getirilen iki keçiye bir hafta boyunca hiç bir şey verilmemiş, buna karşın keçilerin hiç bir şey yemediği gözlenmiştir. Ancak deney sonuçları değerlendirilmek istenildiğinde deneyde kullanılan cıhazların keçiler tarafından kısmen sindirildiği anlaşılmıştır. Buradan keçilerin ayda bir yiyecek sıkıntısı çekmeyecekleri anlaşılmaktadır. Ayrıca keçi gübresinin ay toprağı ile birleşmesi ile ay bitki örtüsü için ideal bir karışım oluşacağı da gözden kaçırılmamalıdır.

- Ayda yetişen keçiler mütasyona uğrayabilirler ve evrimleşen bu süper keçiler geri dönerek dünyayı ele geçirebilirler. Bu inanılmaz savı öne sürenlere ben Süpermeni daha dikkatli okumalarını tavsiye ediyorum. Dünya koşulları onları döndüklerinde yeniden normal keçi haline çevirecektir.

Bütün bu zorlukların yanında ayda keçi yetiştirmenin cazibesi sermayeyi yanına çekmeye devam etmektedir. Bir uluslararası bankanın ayda keçi sütü integre tesisi kurmak için düşük faizli kredi sağlaması buna örnektir. Dünyada çok itibar edilmeyen keçi sütünün ay koşullarında doyumsuz bir tatda olacağı pek tabidir.

Görüldüğü gibi ayda keçi yetiştirilmesi için çabalar devam etmektedir. Bu projenin gerçekleşmesi insanlığın uzayı keşfindeki ikinci büyük adımı olacaktır. Ona başarılar dileyelim.