Bullterrierturk 

 

 

 

 

Önyargılar

Bull terrier nasıl bir Boston ya da Staffordshire Bull Terrier değilse bir Amerikan Pit Bull Terrier de değildir. Bahsi geçen tüm bu ırklar standartları ve davranış biçimleri ile birbirinden farklı ırklar olarak kabul edilmişlerdir. Bull Terrier ve Staffordshire Bull Terrier İngiltere’de, Boston ve Amerikan Pit Bull Terrier ise Amerika’da üretilmiş farklı köpeklerdir. Tek ortak yanları 19. yüzyıl sonlarındaki bulldog-terrier çaprazlamalarından üretilmiş olmalarıdır. 

Son yıllarda ne yazık ki çoğunlukla Amerikan Pit Bull Terrierlerin neden olduğu söylenen ölüm olayları şimşekleri fiziksel özellikleri benzerlik gösteren tüm bull ırklarının üzerine çekmiştir.  Unutulmamalıdır ki tüm bull ırkları ve/veya pek çok iş köpeği (Rottweiler, Alman Çoban Köpeği, Doberman ya da Dev Schanauzer) isterlerse insanlara ciddi hasar verebilecek kadar güçlü hayvanlardır. Saldırganlığa teşvik edilen ve psikolojik tacize uğrayan her köpek fiziksel yetenekleri çapında çevresine tehlike saçabilir. Bu nedenle tüm bir ırkı suçlamaktansa onu o hale getiren insanları sorgulamak daha akıllıca bir davranıştır. Hangi ırk söz konusu olursa olsun onu popüler ve değerli yapan özellikleri ne yazık ki sadece yanlı değerlendirilen bir kaç kötü örnekte silinip daha teatral bir karakter kazanmaktadır.

Köpekler görev ayırt etmezler. Onlardan ne istediğimizi iyi bilmemiz gerekir.

 1991’in Amerika’da en fazla ısıran köpeği Cocker Spaniel’lerdir; fakat hiç bir Cocker’ın çenesi bir bull kadar büyük hasara neden olamaz. Öyle ise haber ve toplumsal histeri de yaratmaz. Gershman, Sacks ve Wright'ın 1994'de Amerika Birleşik Devletlerindeki  585.000 ısırma olayı  üzerine yaptıkları araştırmada   Alman Çoban Köpeği, Chow Chow, Collie ve Akita ırklarının diğer ırklara göre daha fazla ısırma olaylarında adları geçtiğini bildirmektedir. Tüm olaylardan sadece bir tanesinde Pit Bull Terrierin ismi geçmektedir. İşin ilginç yanı yasaklanan tek ırk yine Amerikan Pit Bull Terrier'dir. Çoğu insan da ne yazık ki Pit Bull ile Bull Terrier'in farkını bilmez bile.

Kısa süre önce kumsalda köpeğimi seven çocukların arasından kendi oğlunu yanına çağıran Belçikalı bir bayan ülkelerinde Amerikan Pit Bull Terrierin yasaklandığını söyleyerek Bull Terrierimi işaret etti. İki farklı ırktan bahsettiğini söylediğimde önyargısını yenmeye yeltenmedi bile. O kararını vermişti. Sonra da 1999 yılında yine Belçika’da bir St.Bernard’ın da 9 yaşındaki bir çocuğun ölümünden sorumlu bulunduğunu ekledi. "Şimdi zor durumdaki insanları kurtarma güdüleriyle donatılmış St.Bernard’ları da mı yasaklamak gerektiğini" sorduğumda cevap veremediğini gördüm. Hayvanın yetiştirilme tarzının onun gelecek davranışlarında büyük ölçüde sorumlu olduğunu açıklamaya başladığımda hemen onayladı; ama ne yazık ki tüm bunların bull ırkları için geçerli olduğuna inanmaktansa önyargıyla inandığı korkusuna bağlı kalmayı tercih etti.

Bull terrierimi ilk aldığımda doğrusu öyle korkutulmuştum ki çok sevdiğim köpeğimi vermeyi düşünüyordum. Hatta İstanbul’un tanınmış bir köpek çiftliği bu köpeklerin kovayla kan döken çılgın öğütücüler olduğunu anlattığında iyice endişelendim. Daha sonra amacının bull terrier karakterindeki bir köpeğin sahibi olabileceğim şekilde beni bilinçlendirmektense  beni korkutarak  köpeğimi kendilerine bilmem kaç DM ya da USD’ye eğitime vermemi sağlamak olduğunu anladım. Hala daha da sanırım bull ırkları hakkında, potansiyel problemlerden sağduyu ile bahsetmektense gözü kanlı katiller olarak konuşmaya devam ediyorlar. 

Sanırım yapılabilecek en iyi şeyi yapıp İngiliz Bull Terrier Klübünden Molly Weeks ve daha sonra ömürlerini bu ırkın korunması ve üretimine verilmiş diğer insanlarla konuştum. İlk sorularım bana insanların anlattığı gibi bull terrierlerin İngiltere’de yasak olup olmadıkları, dışarda ağızları bağlı dolaşmak zorunda olup olmadıkları oldu. Cevaplar hep hayırdı. Yasaklanan ırkların Amerikan Pit Bull Terrier, Dogo Argentina ve Tosa İnu olduğunu öğrendim. Bir kimlik karmaşası söz konusuydu. Klüple kontağımdan bahsettiğimde yine aynı çiftliğin saygıdeğer sahipleri kimsenin kendi köpekleri hakkında yanlış bir şey söylemeyeceğini söyleyerek bilmişçe omuz silktiler. Oysa Bull Terrier üreticileri dünya çapında neredeyse ürettikleri her yavruyu özel olarak eledikleri ailelere teslim etmeye çalışır. Bu denli dikkat etmelerine rağmen doğru bakılmayan ve yuvasını kaybetmek zorunda kalan bull terrierler her yıl Klübün özel kurtarma organizasyonları ile rehabilite edilip mümkünse yeni ailelere kavuşturulur. Üreticiler ve klüp sürekli bull terrierlerin kendine has karakterleri ve çıkabilecek potansiyel problemler konusunda insanları uyararak ırkın mutlu aile köpekleri olmasını sağlamaya çalışır.

Zamanla onların tavsiyelerinin yanı sıra ırk hakkında yazılmış pek çok kitap okudum. Dört yıldır İngiliz Bull Terrier Klübü’ne üyeyim ve dünya çapında bull ırkları ile ilgili haberleri takip etmeye çalışıyorum. Sanırım bu konuda bir şeyler yazabilecek biriyim artık ve bunları sizle paylaşarak ırk için faydalı bir şey yaptığıma inanıyorum..

İstanbul’da gidebileceğiniz hemen her köpek çiftliği ve veteriner kliniği hala bu konuda geçmişin önyargılı bilgilerini çoğunlukla da art niyetleri olmadan size verebilir. Bu sitenin faydalı olacağını umuyorum.

Geri

1