TURKIYE'YE HAKSIZLIK YAPMAYALIM!..
Ingiltere'nin onde gelen "The Times Gazetesi"nin 22 Subat 2003 tarihli sayisinda
"Norman Stone" imzasiyla yayinlanan "Savasla Ilgili Kaygilariniz Mi Var? Bir De
Turkiye'nin Halini Dusunun" baslikli makaleyi aktariyoruz;
"Türklerin Irak'ta gerceklesmek uzere olan seyler hakkinda yaptiklari hesaplara, yogun bir agir cekim surrealizm havasi hakim. Televizyonlarda yayimlanan haberlerde, guclukle doguya dogru ilerleyen ABD konvoylarini, halki kimyasal bir savasa hazirlayan turuncu giysili insanlari seyrediyoruz. Ne de olsa Ankara, Irak'tan firlatilan fuzelerin menzili dahilinde. Bu hazirliklar ilginc bir sekilde kar temizleme calismalari ve kar firtinalari haberleriyle icice gecmis halde; butun bunlar neredeyse Irak krizini sonuklestiriyor. Sonu gelmeyen tartisma programlari, konuyu tartisan belli basli gazeteciler ve engin bilgili emekli generaller. Fakat bunlarin hepsi agir cekimde.
Nufusunu, Turklerin eski gocebe kuzenleri olan Turkmenlerin olusturdugu Musul ve Kerkük, 1923'te genc Türkiye Cumhuriyeti'nin ulke sinirlari icinde gorunurken, ingilizlerin isin icine karismasiyla o donemde bu bolgeler Türk devletinin sinirlari disinda kalmisti. Türkiye, hem Musul ve Kerkük'te yasayan turkmenlerin can guvenligine buyuk onem veriyor, hem de bu bolgelerin kurtlerin eline gecmesine hicbir zaman izin vermeyecegini acikca soyluyor.
Türkler tazminat istemekte oldukca haklilar. ulke turizmi savas durumunda tamamen bitebilir ve boyle olmamasi icin de hicbir neden yok. 1991'deki ilk korfez savasi sirasinda, zamanin en onemli ve etkili siyasi ismi turgut ozal amerika'nin istedigi herseyi yerine getirmisti. ozal'in boyle yapmis olmasi, yine de turkiye acisindan buyuk bir basari sayilamazdi, zira irak sorunu tamamiyla cozulememisti.
Buna karsilik Türkiye, bas edebileceginden fazla irakli multecinin akinina ugradi. sinir ticareti ülkenin dogu kesimlerinin fakirlesmesine neden olacak oranda geriledi. karadeniz'deki Trabzon limani, ortadogu'nun kuzeyindeki ulkelerle yaptigi ticaretten iyi bir gelir saglarken, su anda trabzon ve genel olarak tum karadeniz kiyisi, ulkenin en dusuk gayri safi milli hasilasina sahip.
Türkler 1991'den bu yana gerceklesen zararinin 30 milyar dolar oldugunu soyluyor, fakat bir de ulkenin ugradigi agir siyasi kayip var. turkiye'nin irak'a komsu guneydogu anadolu bolgesinin nufusu buyuk oranda kurtlerden olusuyor ve bunlar cogunlukla cok esliligin hukum surdugu, agir demografik sorunlari olan geleneksel kabile duzeninde yasiyor. sinirdaki belirsizlik, ticareti durma noktasina getirmis. daha da kotusu, butun bu belirsizlik, uyusturucudan insan tacirligine kadar uzanan bir dizi kacakcilik faaliyetini de koruklemis durumda.
Ancak hemen hemen hicbir turk, savas olsun istemiyor.
Kuzey Irak'ta bir kurt sorunu var. amerikalilar bagimsiz bir kurt mevcudiyetini hayata gecirmek istiyorlar fakat kuzey irak'taki kurtlerin turkiye sinirinin ote tarafinda yasayan kuzenleri var ve osmanli imparatorlugu zamanindan beri cok iyi biliniyor ki bolgeyi butunuyle denetim altinda tutmak cok zor. amerikalilar neye inanirlarsa inansinlar, hic kimse "kurdistan" diye bir seyden acik acik bahsedemez, diyor turkler.
Kürtlerin bircogu asiretler halinde birbirlerinden ayri yasiyorlar ve aralarinda derin dini ayriliklar var; cogu sunni bile degil, alevi ve dinen musluman sayilamayacak kadar farklilar. ustelik ortak bir kurtce dili de mevcut degil. yurt disinda kurtceyi standartlastirmaya yonelik cabalar olmasina karsin, bunlar bolge icin cok bir anlam ifade etmiyor. cunku bolgede konusulan birbirinden inanilmaz derecede farkli en az yedi kurtce var. irak'ta arap harfleri kullaniliyor, turkiye'de ise latin.
turkiye'nin ulkede kurtce yayinlari yasakladigina dair iddialar var fakat bunlar, uzun yillardan beri gecerliligi olmayan iddialar. isin dogrusu, insanlar bu yayinlari artik satin almiyorlar. turkiye'nin yillar yili bas etmeye calistigi komunist gerilla hareketi pkk'nin (yeni adi kadek) kendisi de turkceyi kullanmis ve "kurdistan"in resmi dilinin de turkce olacagini aciklamisti.
Irak'in parcalanmasi halinde turkiye, somali'ye benzer sefil ve yoksul bir kurt varligiyla mi, yoksa petrol zengini musul ve kerkuk'u eline gecirmis, saddam gibi komsularini tehdit edebilecek guce sahip bir diktatoryanin egemen oldugu "kurdistan"la mi karsi karsiya kalacak?
Birkac ay once secimlerden zaferle cikan yeni bir parti hukumet oldu. bu, sanki amerikalilara tanridan gelen bir nimetti; demokratik musluman bir devleti, kendisine zorlu avrupalilarla basa cikmakta bir yardimci olarak gordu.
Üst duzey amerikali yetkililer ardi ardina turkiye'ye gelip gittiler ve turkiye'den kore'de yapmis olduklari seyi tekrarlamalarini istediler. kore savasi'na katilmakla turkler, kendilerini dunya haritasi uzerinde gostermis oldular. turkiye bundan cok karli cikti, abd yardimi aldi ve saygin devletler icin ayrilmis oecd gibi uluslararasi orgutlerde uyelik kazandi. neden, diyor amerikalilar, irak da bir kore olmasin?
Ne var ki kore, turkiye'nin kapi komsusu
degildi ve batililasan turklerin aslinda unutmaktan cok da memnunluk duyacaklari
birtakim cok zor tarihsel sorulari da beraberinde getirmemisti. simdi agir cekim
kaygilanmanin tam sirasi ve her ne olursa olsun, turkiye hakkinda verilecek
cevaplar ne basit, ne de sevindirici olacak."
NORMAN STONE (The Times Gazetesi, 22.02.2003)