ana sayfa

gezi fotoğrafları

açılım hakkında

e-mail

tarih - edebiyat - kültür - sanat bülteni / nisan-mayıs 1999 / sayı 6


"Açılım'lara, Yazabilen İnsanlara İhtiyaç Var"

Michael Reynolds

Açılım'ı çıkaranları tebrik ederim. Hem yazılarının, hem de düzeninin nitelikli olduğunu görüyorum. Onu zevkle okudum. Daha önemlisi, 5. sayı bana bazı fikirler ilham etti. Fikirlerimi paylaşmak düşüncesiyle size yazmaya karar verdim.
Ben, Amerika'lı bir doktora öğrencisiyim. Osmanlı, Rus ve Kafkasya tarihi üzerinde çalışıyorum. Aynı zamanda çağdaş Türkiye ve Türkiyelilerle çok ilgileniyorum. Yani, tarihin oluşum sürecini gözlemlemek ve geçmiş zamanla şimdiki zaman arasında bağlar bulmaktan hoşlanıyorum.
Bildiğiniz gibi, eğitim, memleketinizin önceliklerinden birisi. Her demokratik toplum gibi, Türk toplumunun da eleştirel ve mantıklı (ve bağımsız) düşünebilen insanlara ihtiyacı var. Yazmak, düşünmek demek olduğuna göre, demek oluyor ki, Türkiye'nin yazabilen insanlara ihtiyacı var. Amerika'daki hocalarımdan birine göre, Türk öğrencilerin eğitiminin en büyük eksikliği, oldukça az yazıyor olmalarıdır. Ama, Marmara Üniversitesinde bunun farklı olduğunu görüyorum. Bravo! Mecbur olmadığınız halde, kendi isteğinizle yazıyorsunuz, bu çok önemli.
Derginizin 5. sayısında yer alan Prof. Karpat ve Prof. Meriç'in tarihle ilgili söyledikleri hakkında yorumlarda bulunmak istiyorum. Karpat, Osmanlı tarihini açıklamak için Batılı ilim adamlarının koydukları modelleri kullanmadığını ve kendisi yeni kavram, model ve metodlar keşfetmek zorunda kaldığını söylüyor. Standart ve normal kavramların Osmanlı tarihine uygun olmadığını görmüş. Prof. Meriç ise, söyleşisinde tekrar tekrar, ilk kaynakların kullanılması gerektiğini vurguluyor.
Sosyal bilimler, evrensel (yani her yerde ve her dönemde uygulanabilir) olduğunu iddia ettiği halde, aslında oldukça az toplumun evrimi ve gelişimini anlatabilir. Sosyal bilimlerin, Fransa, İngiltere, Almanya, Amerika ve -belki- İskandinav ülkeleri dışında "anlatma kabiliyeti" sınırlı. Bunun nedeni, sosyal bilimlerin adı geçen ülkelerde doğup gelişmiş olmasıdır. Mesela, Rusya gibi o kadar büyük ve incelenmiş bir ülkenin tarihi gelişmesini bile anlatmaktan uzaktır. Japonya, Hindistan ve Çin gibi toplumları ise daha az açıklama yeteneğindedir. Bu yüzden, tarihi anlamak ve yazmak için, ilk elden kaynakları okumak ve incelemek zorundayız. Tek yol bu.
Marmara Üniversitesinde Osmanlıcayı bilmeden geçmenin imkansız olduğuna seviniyorum. Ama talik, divani vs. yazıları sökemeyen öğrencilerdeki acz duygusu hoşuma gitmiyor. Osmanlıcanız yeterli değilse, onu iyileştirmeye çalışınız. Prof. Meriç'in dediği gibi, Osmanlıcayı çok iyi bir şekilde öğrenmek bir insanın hayatının bütününe malolabilir. Ama olmayacak bir şey değil.
Söyleşiyi çok ilginç buldum. Ama bazı itirazlarım var. Birincisi Arşiv hakkında.  Söylenilenin aksine, Başbakanlık Arşivindeki belgelerin büyük bir çoğunluğu tasnif edilmiş durumda. Şu anda araştırmacılar arşivde önemli ve iyi çalışmalar yapıyorlar. Belge bulmak hiçte zor değil. Ayrıca, "zaten arşivlerde hep yabancılar çalışıyor" ifadesi de doğru değil. Bugünlerde orada araştırma yapan biri olarak, araştırmacıların ancak % 10'unun yabancı olduğu söyleyebilirim.
Mirasınız olduğu için Osmanlı tarihini araştırmak zorunda olduğunuz şüphesiz doğru. Yani, insan kendi toplumunu anlamak ve takdir etmek için kendi tarihini okumalı. Ama, bu tek neden değil. Osmanlı Devleti 600 yıldan fazla sürdü ve yeryüzünün çok büyük bir parçasını kapladı. Osmanlı kültürü sadece Türkleri değil, çok farklı halkları etkiledi. Kısacası, Osmanlı, dünya tarihinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Dolayısıyla, Osmanlı tarihini okumak sadece kendiniz için değil, insanlık borcunuz.
Bu bağlamda başka bir neden var. Her dönem ve her kültür kendi özel tarih, siyaset, din, kültür vs.. alanlarında kendi özel niteliklerini geliştiriyor. Zamanımızdan önceki insanlar gibi biz de kendi dönemimizi en gelişmiş ve en iyi sanıyoruz. Ama, belki bizden öncekilerden önemli şeyler öğrenebilmemiz mümkün.
Ayrıca, kendi kavram ve değerlerimize eleştirel gözle bakmak ve onları iyileştirmek istiyorsanız, o düşünce ve fikirlerimizin nereden çıktığını bilmek lazım. Yoksa, onları iyice anlayamayız. Ve bir şeyi değerlendirmek istiyorsanız, onu başka bir şey ile karşilaştırmanız gerekir. Demek ki kavram ve fikirlerimizi başka dönemlerdekilerle karşilaştırmalısınız.
Bugünkü kavramlar ve varsayımları
belirlemek ve değerlendirmek için iki yol var. Bunlardan biri felsefe diğeri tarih. Felsefe yoluna göre, çağdaş varsayımların eksikliklerini keşfetmek için mantık yürüterek ve ideal dünya ile karşilaştırarak çağdaş varsayımlar dikkatle gözden geçirilir. Tarih yolunda/metodunda ise, aynı maksatla çağdaş gerçekler ve varsayımlar eski kavramlar ve hakikatler ile karşilaştırılır. Aynı zamanda tarihi okumak, bu çağdaş varsayımların ortaya çıkmasını ve evrimini safha safha göstermesini mümkün kılıyor. Her iki metot da geçerlidir (önemlidir).
Tarihin okunmasının demokratik toplumlar için özel bir önemi vardır. Demokrasinin en ünlü gözlemcileri ve demokrasi üzerine büyük düşünürlerden birisi olan Alexander de Tocqueville'in söylediği gibi, demokratik insanların eksikliklerinde birisi tarihin cahilliğidir. Demokrat insan neden tarihe ilgi duymuyor? Çünkü kendisinin başka bir insanın emsali olduğunu sanıyor. Benden önceki insanlar kadar akıllı olursam, onlardan neyi öğrenebilirim diye düşünüyor. Ama, başkalarını tanımıyorsanız, onlar kadar akıllı ve bilgili olduğunuzu nasıl bilirsiniz? Şüphesiz, bu eğilim demokrat insanın en büyük eksikliklerinden biridir. Dolayısıyla, bilinçli olarak bu eğilime karşi durmalıyız.
Yukarıda yazdığım gibi, Osmanlı tarihi sizin mirasınız. Ama Osmanlı devletinin yeryüzünün büyük bir parçasını kapladığını da yazdım. Yani, Osmanlı devleti sadece bugünkü Türkiye'yi etkilemedi. Bu yüzden, Osmanlı devletine bugünkü Türkiye'nin gözlüğüyle bakmamak önemlidir. Harvard Üniversitesindeki hocalarımdan birine göre, orada okuyan Türk doktora öğrencilerinin hepsi, bugünkü Türkiye'nin sınırlarının içinde olmuş Osmanlı tarihiyle ilgileniyormuş. Bu, büyük bir hata. Tarihi gerçek anlamından saptırıyor.

devamı sonraki sayfada

1