Açılım'ın geçen sayısı bir dönüm noktası sayılabilir. Hem miktar bakımından, hem de daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşabilme açısından şu ana kadar en ileri noktaya erişti. İzmir fuarından, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne kadar bir çok yere dağıtım yapıldı. İletişim sayfasında görüleceği gibi, yazıların bir çoğu olumlu eleştiriler aldı. Bunun yanında, eksikliklerimizi samimiyetle dile getiren insanlara çok teşekkür ediyoruz. Bu konuda Kemalettin Bey'in sözü çok yerinde: "Eğer insanlar sizin yaptığınız her şeyi beğeniyorsa, bu, onlar sizi ciddiye almıyorlar demektir." Geçen sayıya yöneltilen eleştirilerden en önemlisi yazılarda akademik olma havasının olduğu idi. "İnsanlar oturup da tarihteki problemleri bir öğrenci dergisinden öğrenmek istemezler" tespiti çok yerindeydi. Dolayısıyla bu sayıda elden geldiğince, çarpıcı, özgün yazılara ve söyleşilere yer vermeye çalıştık. Piyasadaki bir sürü akademik dergilerin kopyası olmak yerine üniversite öğrencisinin duygularına, düşüncelerine tercüman olmaya gayret ettik. Boyut konusunda eski ve büyük boyuta dönmenin daha iyi olacağı -tecrübeler sonunda- ortaya çıktı, resimlerin daha iyi olması için gayret sarf ettik, anlatım bozuklukları ve harf hatalarının olmaması için özen gösterdik, belki amaçladığımız seviyeye ulaşamadık ama devamlı daha iyi bir şeyler ortaya koymayı hedefledik.
Bu sayıda Osmanlı devleti ile ilgili tartışmaların öne çıktığını göreceksiniz. Değerli tarihçi Cemal Kafadar ile yaptığımız söyleşi bize büyük kazanımlar sağladı. Sahasında çok iyi olan birinin aynı zamanda ne kadar mutavazı ve samimi bir insan olduğunu da görmek hoş bir duygu idi. Osmanlı devletinin kuruluşu konusundaki tartışmaları sevgili Zeynep Şermet'in kaleminden okuyacaksınız. Dört aydan beri İstanbul'da yaşayan ve çok güzel Türkçe konuşan dostumuz Michael Reynolds hem gözlemleri hem de eleştirileri ile Açılım'a ayrı bir renk kattı.
Birinci sınıf öğrencilerinin "İstanbul'un gizemli tarihine kısa bir yolculuk" başlığı ile yazdıkları güzel yazıyı okuyucularımıza sunuyoruz. Ayrıca yine birinci sınıf öğrencilerinden Ali Bilge Okan'ın sevgili hocamız Süleyman Beyoğlu ile yaptığı söyleşi de önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Daha önce aldığımız bir eleştiride Cumhuriyet tarihi konusuna -haklı olarak- yer vermediğimiz söylenmişti. Böylelikle bu konuda da bir başlangıç yapmış olduk.
Bu sayıda yeni isimler de göreceksiniz. Değerli hocamız Gülgün Köroğlu ve Ayşe Yılmaz'a hoş geldiniz diyoruz. Daha önce iletişim sayfasında eleştirileri ile tanıdığımız Ekber Necefov, şimdi bir yazısı ile aramızda. Biraz zayıf kaldığımız edebiyat cephesini şiirleriyle zenginleştiren Baki Ayhan T., Asiye Yılmaz, Sevim Yıldız, Cengiz Aydın ve Ali Rıza Cebeci'ye hoş geldin diyoruz. Bulmaca ve karikatür ile katkı sağlayan Ceyhun Karadağ ve Ali Oduncu'yu da tebrik ediyoruz.
Yazı ve eleştiri bakımından istediğimiz Açılım'ı yakaladık fakat bundan başka, sorumluluk almaktan korkmayacak katılımlara ihtiyacımız var. Bu yüzden Tarih I. Sınıf öğrencilerinin tepkilerini ve ilgilerini gözlemlemek asli işlerimizden biri. Çünkü Açılım'ın mirasçısı onlar. Onların ilgisinin artması bizleri doğal olarak memnun etti. Bu meyanda Dilek Güneş, Selma Güner ve Şerife Özkan'a aramıza hoş geldin diyoruz.
Açılım'a yeni orijinallikler eklendi. Fotoğraflar, bulmaca ve karikatür sayfası.... Bu güne kadar teknik yönden eksiklikler taşiyan dergilen çıkardık. Bunu inkar edemeyiz fakat içeriği oluşturmada zamanı daha iyi kullanma becerisini geliştirdik. Teknik ekibi de genişletmek suretiyle Açılım çok daha basarili olacaktir.
Elif Eminova, Melihe Yıldırım, Ali Öztürk, Kuzen ve XY16'nın gönderdikleri yazılar için, Murat Ertürk, Esin Tok, Şıh Mehmet (soyadını çok aradık ama bilen birine rastlamadık), ve sevgili Gürol Öztürk Bey'e katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.
Hilal Kitapevi'nin sahibi Ahmet Yanpınar Bey bize çok güzel resimler ve minyatürler temin etti, ona da ayrıca teşekkür ederiz.
Bir sonraki Açılım'da görüşmek üzere...