Neden Deprem Işıkları?


Sefer Murat AKSOY

Bağımsız UFO Araştırmacısı



UFO araştırmaları ve UFO araştırmacıları açısından TÜRKİYE'de gerekli kaynaklara ulaşabilmek her zaman büyük bir sorun olmuştur. Halihazırda basılmış UFO ile ilgili kitapların sayısının yetersiz olmasının yanı sıra, bir de bu alanda uzun süreli periyodik bir yayının eksikliği hep hissedilmiştir. Gerçi, bu konuda geçmişte bazı olumlu girişimler olduysa da genellikle bu tür yayınlar çok uzun soluklu olamamıştır.

Örneğin, ülkemizde tam anlamıyla UFO konusu üzerine çıkarılan ilk ve son dergi Planet olmuştur. Daha sonraki yıllarda ise Bilinmeyen Ansiklopedisi belirli fasiküller halinde ve kısmen UFOloji ile ilgili olarak yayınlanmıştır. Bu arada, zaman içinde Türkiye'de bazı gazete ve dergilerde bölük pörçük olarak UFOlar ve Uzaylılar konusunda makaleler de çıkmıştır. Ama, buna rağmen periyodik bir UFO dergisinin eksikliği devamlı hissedilmiştir. Yine 1996 yılından 1999 yılına kadar Fenomen adı ile yeni bir dergi çıkarılmıştır ama bu dergi UFO olgusuna çok az değinip Astroloji, Falcılık, Kehanet gibi uçuk, kaçık, saçma ve hayali konulara yer verince tirajı düşmüş ve bu yüzden de kapatılmıştır. Çünkü, Fenomen dergisi okuyucunun beklentisini tam olarak karşılayamıyordu. İnsanlar, daha fazla UFO materyali görmek istiyordu dergide.

Bunun yanı sıra, Ruh ve Madde dergisinin -hemen her sayısında olmasa da- hiç değilse bazılarında UFO ve Uzaylılar olgusuna yer verdiğini görüyoruz. Zaten Planet dergisi de Ruh ve Madde'nin bir alt yayını idi. Ama Ruh ve Madde dergisinin UFOlarla ilgili yazıları tatminkar olmaktan çok uzaktır.

İşte, tam bu noktada aklıma çok ilginç bir fikir geldi. O da, internette bir Türkçe UFO Dergisi çıkarmak; kaldı ki daha sonra İngilizce UFO olanlarını da kuracağım elbette. Ve böylelikle, bir nebze olsun bu alandaki açığı -sübjektif olsa da- kapamak! Çünkü, internet gibi Yeni Milenyum'un yükselen değerini kullanarak bu konu ile yakından ilgilenen hem genç insanlarımıza hem de yaşlılarımıza yardımcı olmak mümkün olacaktır. Türk insanının her konuda bilgilenmesi devletimizin geleceği ve devamlılığı açısından hayati önem taşımaktadır. Konuya karşı kayıtsız olan ya da birtakım önyargılar taşıyan arkadaşlarımız ise en azından bu girişimi bir "Beyin Jimnastiği" olarak kabul edebilirler. İnternette görsel (virtual) bir UFO dergisi çıkarmak bazı avantajlar taşımaktadır elbette. Şöyle ki, internet olgusu ülkemizde gitgide yaygın bir hal almaktadır. Bu sayede, bir anda yüz binlerce kişiye hitap edebilme şansınız vardır. Üstelik, günümüzde, bir kimsenin tek başına basılı bir UFO dergisi çıkarması olanaksızdır, çünkü göreceli olarak az sayıdaki insana ulaşma olanağı sağlar, pahalıdır, zaman ve enerji tüketimi ister, yardımlaşma ve örgütlenme ister. Halbuki, internet aracılığıyla bir UFO sitesi kurmakla çok fazla sayıda insana ulaşmak mümkündür, çok daha ucuzdur, zaman ve enerjiden tasarruf sağlar, çok az yardımlaşmaya ihtiyaç gösterir ve örgütlenme gerektirmez. Tüm bu avantajların yanı sıra, internet yardımı ile görsel ve işitsel bilgiler de verilebilir; yani, UFO çizimleri, fotoğraf ve videoları ya da sesli dosyaları iletmek mümkündür.

Şimdi, gel gelelim asıl konuya; sitemin girişinde de gördüğünüz gibi ben "bağımsız" bir UFO araştırmacısıyım. Eğer dikkat ederseniz, UFOlog demedim; çünkü bazı insanlar bu kavramı haklı olarak eleştiriyorlar. Gerçekten de UFOlog ya da UFOlojist ünvanını resmi olarak veren bir üniversite gibi kurum veya kuruluş henüz yoktur yeryüzünde. Bazı A.B.D. UFO örgütleri kerhen bu ünvanı verebiliyorlar ama bu yaklaşım nesnel değildir henüz. Ama bu da, asla UFOlarla ilgili araştırma yapamayız anlamına gelmez. Aksine, Uçandaireler ve Uzaylılar konusu hakkında çalışmalar rahatça yapılabilir. Elbette, gerekli ciddiyeti ve eldeki bilgileri iyi kullanmakla bu mümkündür olacaktır. Zaten UFO Araştırmacısı ile UFOlog sözcükleri arasında öyle büyük bir ayırım da yoktur. Bağımsızlık kavramından amaçlanan ise, hiçbir UFO kurumuna, ya da UFO dinine ya da UFO grubuna bağlı olmamaktır. Gerçi, geçmişte bazı güzel ve ilginç teklifler yapılmıştı. Yani, yazılarımı başka siteler ve dergiler kullanmak istemişti fakat bazı kişisel prensiplerimden ödün veremediğim için bu önerileri reddetmek zorunda kaldım. Bunun için özür dilerim ama herhangi bir kurum veya kişiye bağlı olmak beni kısıtlıyor. UFO konusunda araştırma yaparken özgürlüğüm sınırlandırılamaz çünkü bu yaratıcılığımı azaltmaktadır. İşte, bu yüzden ben bir "Bağımsız UFO Araştırmacısıyım". Her an her yerde eleştiri yapabilmeliyim. Tabi olduğum kuruluş bunu asla engellememelidir; bunun karşılığında ben de her türlü mantıklı eleştiriye açığım elbette. Ama, istendiği takdirde her türlü UFO organına veya UFO araştırmacısı arkadaşlara her konuda yardıma hazırım.

Ayrıca şunu belirtmeden de geçemeyeceğim: internette daha yeni yeni güzel ve bilgilendirici girişimler bulunmaktadır. Bunlardan en başta geleni, Sayın Erol Erkmen'in başkanlığında, internetteki UFOloji konusuna önderlik eden TUVPO sitesidir. Gerçekten de UFO olgusu ile yakından ilgili arkadaşların bu web sayfasını ziyaret etmesini tavsiye ederim. Orada, işinize yarar pek çok bilgi ile karşılaşacaksınız. Ayrıca, bir chat (sohbet) hattı ve bir de günlük mesaj form alanı vardır. Özellikle bu UFO dergisinin Eylül 1999 sayısı depremler ve UFO ilişkisine ayrılmış olduğundan dolayı, burada TUVPO'nun hali hazırdaki ALP Projesi'ne (Anomalous Light / Luminuous Phenomena) değinmeden geçemeyeceğim. Bu projeden amaçlanan, deprem bölgelerinde özellikle de zelzelelerden önce gözlenen UFO benzeri ışıkların, depremin ön-habercisi olarak kullanılabileceği fikridir. Ama ne yazık ki, bu olayın pek de işe yarayabileceğinden emin değilim. Çünkü, bu projenin akıl babası olan ünlü Kanadalı Psikolog ve Jeofizikçi olan Michael Persinger'in birçok noktada ağır eleştiriye maruz kalması kaçınılmazdır. Şöyle ki;

01. Bir kere depremden ön ortaya çıktığı varsayılan ışıkları görebilmek için "mutlak surette bir gözlemciye" ihtiyaç vardır. Yani, birileri bu tür ışıkları görmeli ve ilgili yerlere rapor etmelidir. Eğer böylesi bir ışık herhangi bir yer sarsıntısından önce oluşup da herhangi bir kimse tarafından gözlenerek rapor edilmezse, bu büyük bir metodolojik sorun oluşturur ve beklenmedik bir bilgi kaybına yol açar; projenin güvenirliğini ve geçerliliğini sarsar. Çünkü ancak birkaç deprem ışığının radarda da görüldüğü, büyük bir kısmının ise radar ekranlarında görünmediği bilinmektedir. Bu yüzden, bir gözlemciye ihtiyaç vardır. O zaman da 24 saat boyunca büyük bir coğrafi kesimin hemen herkes tarafından gözlem altına alınması da pratik (pragmatik) olarak olanaksız gibi görünmektedir.

02. Projeyi sağlıklı olarak yürütülebilmek için büyük coğrafik bir alan değil ama göreceli olarak önceden belirlenmiş bir küçük bölge seçilmelidir (örneğin tüm Türkiye yerine yalnızca Marmara Bölgesi'ni seçmek gibi).

03. Deprem ışıkları olgusunun, deniz sularında ya da denizin çok yakınlarında oluşabileceği mutlaka göz önüne alınmalıdır (deprem sırasında gözlenen bazı USO raporları bu gruba sokulabilir).

04. Ayrıca, rapor edilen her ışık gözleminin kökenine inilmelidir; yoksa yanlış anlamalara (false alarm) yol açabilir. Yani, deprem ışığı olarak kabul edilen bir gözleminin aslında, bir uçak, bir helikopter ya da balon olabileceği gerçeği kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Aşılması oldukça güç bir yöntemsel problemdir bu aslında.

05. Bunun yanı sıra, bazı fırtınaların deprem ışıklarına çok benzeyen bir fenomen olan "top yıldırımları / ışık topları / alev topları / ateş topları" yarattığına tanık olunmaktadır. O nedenle, bu tür raporları göz önüne alırken, "o yerin meteorolojik koşullarına" mutlaka dikkat edilmelidir. Yani, gözlemlenen alev toplarının sismik aktivitelerden mi yoksa, salt fırtınalı atmosferik koşullardan mı kaynaklandığı belirlenmelidir.

06. Ayrıca, deprem ışıkları ile UFO raporlarının bazen birbirine çok benzediği bilindiği için, kesinlikle bu iki kavram arasında, mümkün olduğunca sistematik ve belirleyici özellikler taşıyan "ayrımcı tanımlamalar" yapılmalıdır. Gerçek IFO (Tanımlanabilen Uçan Cisimler) ayrımı yapıldıktan sonra geriye kalan bir raporun deprem ışığına mı ait olduğunu yoksa bir Uçandaire mi olduğu dikkatli bir şekilde belirlenmelidir. Bu iki kavram arasındaki farklılıkları ana hatlarıyla bu sayımızdaki diğer makalelerde bulacaksınız (örneğin, deprem ışıklarının renkleri çok az çeşitlilik gösterirken UFOların rapor edilen renkleri neredeyse sonsuz sayıdadır; deprem ışıkları genelde durağan iken, UFOlar çok hareketlidir ve akıl almaz manevra yeteneğine sahiptir; deprem ışıklarının şekilleri genellikle çok az varyasyon (çeşitlilik) gösterirken, UFO biçimlerinin neredeyse sonsuz sayıda çeşitlilik gösterdiği bilinmektedir; deprem ışıkları sıkça alçak irtifada gözlenirken, UFOlar genelde yüksek irtifalarda gözlenmektedir gibi.......).

07. Deprem sonrası gözlendiği söylenen ışıkların sismik ışımalar mı, top şimşekler mi, IFOlar mı, Uçandaireler mi olduğunu anlamak çok zor olduğundan, deprem ışığı gözlemi sonrasında yapılan her açıklamanın ex post facto ya da quasi-experimental türden çıkarsamalar olduğu göz önünde bulundurulmalıdır (bu tür açıklamalarda neden-sonuç bağlantısı kurulması pek mümkün değildir).

08. Projenin adı için kullanılan Anormal Işık Fenomeni (Anomalous Light Phenomena- ALP) deyimi bir sorun oluşturabilir. Çünkü, bu terimin çok geniş kapsamlı olduğu görülmektedir. ALP deyiminin içeriği öylesine geniş ki içerisine tüm IFOları, Top Şimşekleri, Uçandaireleri ve Deprem Işıkları almaktadır adeta. Bu kavramın deprem sırasında gözlenen ışıklar için kullanılması ileride bazı sakıncalar doğurabilir.

09. Genelde depremden bir ay önce bu tür ışıkların sıkça gözlenmeye başladığı söylenir ama yapılan analizlerde şiddetli sarsıntılardan iki hatta üç ay önce de bu tür UFO benzeri ışıkların gözlendiği rapor edilmektedir. Yukarıdaki iki gerek şartın eksiksiz olarak yerine getirildiğini varsaysak bile, deprem bölgelerinde gözlenen bu tür alev toplarının veya ışık anomalilerinin depremin hangi tarihte olacağını bildiremeyeceğini kabul etmeliyiz. Yani, bu ışıkların görünmesinden bir ay, iki ay veya üç ay sonra mı? Bu da diğer önemli bir metodolojik sorundur.

10. Üstelik, bu tür ışıkların deprem bölgelerinin dışında daha sık olarak gözlendiği bilinmektedir.

11. Yine, bu tür ışıkların görülmesinden sonra herhangi bir depremin oluşmadığı sıkça karşılaşılan bir durumdur.

12. Her sismik aktivitenin bu tür deprem ışıklarına yol açmadığı da sıkça gözlenen bir gerçekliktir.

13. Deprem ışıkları olgusu, kırık fay hatlarının yakınlarındaki 1. Türden Yakın Karşılaşma olaylarının ancak % 40 ila % 80'ini açıklayabilmektedir (üstelik bu rakamlarda, IFOlar herhangi bir elenmeye tabi tutulmamıştır).

14. Deprem ışıklarını açıklamak için pek çok olası teorik modelin var olması, ve halen en geçerli modelin ya da modellerin kesin olarak belirlenememiş olması bazı bilim adamlarının bu meseleye kuşkulu gözlerle bakmasına yol açmaktadır.

15. Ayrıca, bu tür raporlar alındıktan sonra Deprem Enstitüleri veya Rasathanelerle sıkı bir iş birliğine girme ihtiyacı da asla göz ardı edilmemelidir.

16. Kaldı ki, özeleştiri yapmak gerekirse, UFO araştırmacılarının yanı sıra, özellikle Türkiye'deki ALP Projesine profesyonel Sismologların, Jeologların, Jeofizikçilerin ya da Deprem Mühendislerinin katkıları daha büyük olacaktır şüphesiz.

17. Bazı deprem ışıkları hakkındaki raporlar, düzmece ya da şaka yollu yapılmış olabilir; bu yüzden, her rapor ve de tanık sıkı bir analizden geçirilmelidir.

18. Deprem sırasında veya sonrasında yaşanan psikolojik şokun etkisiyle bazı insanlar ışık topu ya da benzeri cisimler gördüğünü iddia edebilir.

19. Deprem sırasında zarar gören elektrik tellerinin birbirine temas etmesi, doğal gaz borularının patlayıp alev alması yanıltıcı biçimde UFO raporlarına yol açabilir.

20. Depremi önceden tahmin edebilmek için salt deprem ışıklarının gözlenmesi yeterli olmayabilir, bunun aksine diğer önemli deprem ön-haberci değişkenlerinin de gözlem altında bulundurulması daha sağlıklı olacaktır, örneğin: yeraltından çıkan radon gazı miktarındaki artış, aniden yeryüzüne çıkan sıcak su pınarları, hayvanlarda gözlenen garip tepkiler gibi.

Yani, depremlerden önce ve sonra birtakım garip ışıklı objelerin gözlenmesi, artık gerçekliği kabul edilebilen bir fenomen olsa dahi bu tür raporların, depremleri sistematik olarak tahmin etmede bir işe yarayacağı pek düşünülemez. Kaldı ki, bu olayda birçok açıdan çözümü hemen hemen olanaksız yöntemsel sorunlar vardır.

Bir de, Türkiye'de son günlerde gözlenen UFO olayların hakkında sık sık açıklama yapan Haktan Akdoğan arkadaşımızın iddialarına değinmeden geçemeyeceğiz. Kendisi, şu anda ülkemizin tek aktif UFO araştırma kurumu olan Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi'nin başkanlığını yürütmektedir. Bu derneğin, UFO çalışmalarına yaptığı güzel katkılardan söz etmeliyiz. Özellikle derneğin başkanı Haktan Akdoğan'ın geçtiğimiz Şubat ayında, Türkiye'de toplamayı başardığı "1. Uluslararası UFO Kongresi" çok önemli bir etkinlik idi. Sanırım bu olay Türk UFOlojisi'nde bir dönüm noktası oldu. Ama, eleştiri yapmamızı gerektiren bazı noktalara da değinmeden geçemeyeceğim. Örneğin, Haktan Akdoğan'ın sık sık ekranlara çıkıp her görülen ışıklı cismi Uçandaire diye kamuoyuna sunmaya kalkışması asla affedilir bir durum değildir; aksine, bu tür açıklamaları yaparken elimizde neyin olup neyin olmadığını çok iyi bilmeliyiz. Nesnelliği (objektifliği) daima ön planda tutmalıyız. Yani, şu günlerdeki artan UFO raporlarının belirli bir kısmının Deprem Işıklarını oluşturması akla en yatkın açıklamalardan biridir. Elbette, bu tüm UFO gözlemlerinin sismik ışıklar aracılığıyla açıklanamayacağını bilmemiz gerekir fakat eldeki tüm geçerli olasılıklara değinmemiz gereklidir. Bir nevi beyin jimnastiği yapmalıyız belki de. Ayrıca, bu dernekte çalışan tüm değerli arkadaşlara bildirmemiz gereken başka bir nokta da, söz konusu İstanbul UFO Kongresi'nde sahteliği artık herkesçe bilinen İsviçreli Billy Meier'in sözde UFO fotoğraflarına ağırlıklı yer verilmesi gafıdır. Bu gibi bir durum asla affedilemez ve açıkçası UFO karşıtı bir kesimin haklı saldırılarına bile bir neden teşkil edebilir.

Önümüzdeki ay, yani Ekim 1999'da USO Özel sayısı çıkaracağız. Sanırım siz de bu sayıdan çok ilginç bazı gerçekleri öğrenip, UFOloji literatürünün en gizemli parçalarından olan Tanımlanamayan Denizaltı Cisimleri (denize dalan ya da sudan gökyüzüne doğru fırlayan, deniz yüzeyine konan veya denizaltında bir UFO gibi hareket eden garip cisimler ve bunların yakınlarında gözlenen gizemli balık adamları kapsar) hakkında Türkiye'deki en büyük internet kaynaklarından birine kavuşacaksınız. Daha sonraki sayılarda ise kodlanmış USO datası üzerine bilgisayarda bazı matematiksel ve istatistiksel analizleri yapıp birtakım hipotezleri test edeceğiz ve sonuçlarını size makaleler biçiminde bildireceğiz. Ayrıca, UFO araştırmacılarına karşı kötü bir niyet taşıyan ve ön-yargı ile yaklaşan sözde Astronomi Profesörü (?) ünvanını taşıyan bir cahilin çok ağır ama bilimsel bir eleştirisini yapacağız. Bekleyin bizi.

Gelecek sayılarda buluşmak dileğiyle hoşça kalın, mutlu ve umutlu kalın.



Yararlanılan Kaynaklar:

Çeşitli Gazete Haberleri.

Çeşitli İnternet Makaleleri.

Çeşitli Özel Notlar.



Bana Yazın

Her Hakkı Saklıdır © Copyright 1999, Sefer Murat AKSOY.

Geriye Dön

1